Bir Mesele’miz Var!

Paulina Arcklin iç mekan çekimlerine bayıldığım, fotoğraflarında bembeyaz dünyalar yaratan bir sanatçı. Beğendiğim ve takip ettiğim bu ismin Mesele ile de çalıştığını görünce bir hayli şaşırmış ve sevinmiştim. Sonrasında Mesele markasını inceledim ve aşık oldum. Mesele ürünlerini incelemek için sitelerine ve instagram hesaplarına göz atabilirsiniz. Biz bu yazıda Paulina Arcklin ile gerçekleştirdikleri harika çekime göz atacağız. Aşağıdaki görseller Mesele’nin markasının Amsterdam’da gerçekleştirdiği çekimlere ait.

Çekimler Nasıl Geçti?

Hikayeyi Mesele’den Selen Hanım’dan dinledik:

Mesele ürünleri, geleneksel ve yerel ürünler ama bir o kadar da modernize edilmiş bir stilleri var.
Genelde her girdikleri dekorda var olabiliyorlar ama stil çekimlerinde  ürünlerin öne çıkması için daha natürel bir fon olması gerektiğini düşündüm. 
Pinterest müthiş bir platform Paulina Arcklin’i de Pinterest den istediğim stil görsellerini ararken buldum ve takip etmeye başladım. Kurduğu dünyalar çok hoşuma gidiyordu ve onunla bağlantıya geçtim.

"Mesele ürünlerini çok sevdi ve benden beğendiğim stili anlatmam için bir takım görseller yollamamı istedi ve yaklaşık 2 aylık bir süreç başladı .Ürün gruplarına göre plan, malzeme ,renk ve açıya kadar mail ile haberleşerek mutabık kaldık. İstediğimiz stüdyoyu İstanbul’da değil de Amsterdam’da daha hızlı bulduğumuz için ben Mesele’lerimi bavula koyup Amsterdam’a gittim.
Çekimlerin öncesindeki gün, birlikte kahve içip birbirimizi tanıdık ve sohbet ettik. Bakış açılarımız çok paralel ve sonradan bu, çalışmamıza da yansıdı.
Herşey önceden tüm detaylarına göre belirlendiği için ertesi  sabah 10'da  stüdyoya girdik. 5 farklı  plan kuruldu, çekim başladı ve saat 5'te bitti."

Mesele 

Şu hayatta herkesin bir Meselesi olmalı!

Mesele; el işçiliğinin özgünlüğü, unutulmaya yüz tutmuş geleneksel yöntem ve ürünlerin yeniden hayata dönmesi, ortak duygularımızın ifadesi olan sembollerin birleştiriciliği ve en önemlisi herkesin kişisel bağ kuracağı tasarımlar yaratan bir marka.

Mesele’nin en sevdiğim özelliklerinden bazılarını aşağıda sıraladım;

Ambalajları sadece satılıncaya kadar değil, sonra da işe yarasın ve kullanılsın diye farklı kullanım alanları, yani ikinci hayatı olabilecek paketlerden yaratıyorlar.

Bireyselliği değil evrenselliği tercih ediyorlar. Mısır’dan, Afrika kabilelerine, Vikingler’den Aborjinler’e, Uzakdoğu’dan Anadolu’ya farklı coğrafya ve kültürlerden insanların duygularının, endişelerinin ve hayallerinin ifadesi olan sembolleri kullanıyorlar. Bu sembollerle ortak duygularımızı bize yeniden hatırlatıyorlar.

İnsanların bir şey alırken de kendilerini ifade etmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorlar. Farklı kültürlerin sembolleri ve ait oldukları kültür hakkında bilgi veren etiketleri ürünlerin içine koyuyorlar. Bu sembolik anlamlar doğrultusunda her ürüne özel meseleler yaratıyor, onlara anlam katıyorlar.